TİYATRO ARAŞTIRMA LABORATUARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Günümüz tiyatrosunun (gelişimci bir açıdan bakıldığında, yarının tiyatrosu da denebilir buna) evet, 'Yarının Tiyatro'sunun en önemli, en savsaklanamaz sorunu kültürlerarası ortak bir dil bulma yolunu saptamaktır. Sorunun kültürlerarası boyutlara dayanması işin niceliğini de niteliğini de sorun'dan sorunlara, dolayısıyla sorunsallık katına tırmandırmaktadır. Bilindiği gibi şu çok yoğun kitle iletişimi çağında ve hızla değişen dünyamızda insanın kendisiyle, toplumla, Dünya ve Evren ile ilişkileri de hızla değişmekte, işte bu değişkenliğin içinde tiyatro sanatı da kimliğini sürekli yenilemek zorundadır. Bu nedenle TAL' in çalışma yöntemleri 'Tiyatro Yaratıcı Özbenliğini Arıyor" ilkesi uyarınca düzenlenip, dengelenmektedir.
Bu amaç bizi, Tiyatroyu var eden yazar, yönetmen, oyuncu, besteci, sahne-tasarımcısı, özellikle de seyirci gibi öğeler arasındaki yaratıcı ilişki ve dengeyi; bilim, düşün ve diğer sanat dallarındaki çağdaş sorun ve gelişmelerin ışığında araştırmaya ve denemeye yöneltmektedir. Çünkü, gün geçtikçe şu sezilmektedir ki. Tiyatro artık çağdaş insan varlığını anlayıp aktarma olasılığını yitirme sınırına dayanmış, hatta bu sınırı aşmıştır bile... Göz boyayan, aldatıcı, görece cilalamalar, yıpranmış olan asıl dokuyu bütün telaşlı sıvamalara rağmen artık izleyememektedir.
Böylece tiyatronun ana malzemesi insan için, insan varlığını, mikro ve makro alanlarında inceleyip saptamak yolunda, düşün, bilim ve diğer sanal dalgındaki çağdaş verileri incelemek; eş benzer ve farklı prensipleri belirlemek ve bunlara temel oluşturacak düşünsel altyapıyı gündeme getirmek kaçınılmaz olmuştur, işte bu düşünsel altyapının ışığında oluşacak bir estetik anlayış, sanat dallarının kendilerine özgü dillerini de yaratacaktır. Ve kuramla uygulama arasındaki bu karşılaşma, dinamik bir eylem alanıdır.
TAL' in bu çalışmaları, kuramsal ve uygulamalı olarak ve özellikle: Ulusallık ve evrensellik; içerik-biçim; Sözlü, dil, Görsel dil; Oyuncu, Rol; Oyuncu, Seyirci ilişkilerini ve tiyatronun kültürlerarası niteliğini, inceleme kapsamında yoğunlaştırılmaktadır.
Tüm çalışmalara kapı açan soru şudur: Tiyatro için kültürlerarası bir konum mümkün müdür? Yani, müzik ve plastik sanatlarda olduğu gibi, seyirci yada dinleyicilerin özellikle sözsel dil (kelam) bağlamındaki kültür farklılıklarını aşabilir miyiz? Bilindiği gibi bu bağlamda karşılaşılan ana sorun, hemen her zaman, yazılı metin ile görsel metin -yani seyredilen oyun, gösterim, arasındaki ilişki ve çelişkiye açıklayıcı yeni boyutların aranmasındaki açmazlardır.
Çağdaş insanın çok boyutlu varlığını, yazılı dilin yatay anlamının ötesine taşımak için, gösterimdeki bireysel ve ulusal ilişkileri yarıp atarak zenginleştirecek yabancı dikey göstergelere gereksinim vardır. Ve gösterimin kültürlerarası niteliği, bu yatay-dikey kesişmelerin sentezinde yatmaktadır. Çünkü ortak noktalar kültürlerarası, farklı noktalar ise kültür' içi kimliğimizi belirlemektedir. Ve tabii ki böyle bir araştırma bizi ontik tiyatro -yaratıcı tiyatro anlayışına ve dolayısıyla da ontik anlamında yeni bir oyuncu ve yönetmen yapılanmasına doğru götürecektir.
İşte bu açılımla gösterime sunulan çalışmalar, değişik kesitlerden seyircilerle yüz yüze geldikçe, oluşan yansımalar TAL' in gösterime açık olmayan iç, alışmalarında laboratuar işlevlerini oluşturan uygulama ve kuram derleme, incelemelerine ışık tutmakta; yol ve yöntemlere varışı sağlamaktadır.
Biz, bu tür işlevlerin tümüne: 'A work in Progress'; 'Gelişme sürecinde çalışma', diyoruz.
Şehir Tiyatrosu Tiyatro Araştırma laboratuarı, ilk bakışta İBŞT' nin kısıtlı ölçüde bir mesleki geliştirme ve eğitme birimi gibi görünmekle birlikte, farkına varılmak istenmeyen uluslararası bir nitelik de taşımaktadır... Ve ne yazık ki bu olumlu nitelik, nicelik açısından henüz resmi bir statüye kavuşturulamamıştır. Oysa TAL' in Ellen Stewart, prof. Joseph Szajna, Petcr Stein, Prof. lans Nickel, Dr. Dagmar Dörger, Prof. Klaus Boltze ve Fugenio Barba gibi ulusrarası platformda çok değerli mesleki uzmanlarla ilintileri sürmekte ve bu filerin kültürlcrarası çalışmalara sunakları verilerden yararlandığı gibi onun bir çok girişimine katkılarda da bulunmaktadır... Sözgelimi, E. Barba'nın kuruluş öncülüğünü ettiği Uluslararası Tiyatro Antropolojisi Okulu (ISTA) ile on yıllık bir süreyi içeren birlikte çalışma geleneğine sahiptir, TAL.
Bu arada şu pek önemli bir sorunu dile getirmek kesinlikle zorunlu: TAL' in 1989'da gerçekleştirdiği; çeşitli ülkelerden gelen on altı tiyatro uzmanı, yazar, yönetmen, oyuncu, tiyatro' log ortaklaşa düzenlediği Tiyatronun 'kültürlerarası Ortak Dili' üzerine yapı- uygulamalı seminer sonucu gelişip vücut bulan TROYA I projesi, çeşitli uluslararası tiyatro ortamlarında (sempozyum, kongre, sanat-kültür haftası, festival vb. etkinliklerin yer aldığı Atina, New York, İstanbul, Anwers gibi merkezlerde) gösterime ve tartışmaya sunulmuştu. Bu ilişkilerden sonra da 1994 Ağustosunda Brezilya'da her yıl tekrarlanan Londrina Festivali çerçevesi içinde bu yıl özellikle festival programına esas teşkil edecek olan Traditions and The Foundcrs of Traditions'; 'Gelenekler ve Geleneklerin Temelleri konusunda ISTA, çalışmalarına davet edilme ve gitme olasılığı belirdiği halde, Şehir Tiyatrosunun tüm yapım atölyelerinin yersiz kalmasıyla, çalışma alanları bu atölyelerle aynı binada bulunan TAL de yersiz-yurtsuz bırakılmış, ve TAL çalışmalarını ancak bölük pörçük sürdürebilmek durumunda kalmışlardır. Ancak bu durum, birimin uygulamalı ve ciddi toplu çalışmalarını baltalamakta ve yukarda belirtildiği gibi yeni uluslararası katılımlarını engelleme tehlikesini doğurmaktadır.
Tabii ki asıl tehlike, idari sorumluluk taşıyan kişilerin ülkemizde her gün biraz daha artan etik ve kültürel yerinde sayma, dolayısıyla da duraklama süreci'ne farkına varmadan katkıda bulunma aymazlığıdır.
TAL Adına:
Erol KESKİN Ayla ALGAN Haluk Şevket ATASEVEN Beklan ALGAN |
|||||||||||||||||||||
TAL (Tiyatro
Araştırma Laboratuarı) 2011
www.tal.org.tr
info@tal.org.tr