TAL AMACI VE KİMLİĞİ   AHMET CEMAL KÜLTÜRVE KÜLTÜREL KİMLİK
     

TİYATRO ARAŞTIRMA LABORATUARI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

  EROL KESKİN - LABORANT YAZISI
     
TÜRK TİYATROSU VE TAL ÜZERİNE BİLDİRİ   ÜÇÜNCÜ TİYATROYA GİRİŞ GENİŞ ZAMANLI EĞİTİM
     
    YILDIZ CIBIROĞLU BAYKARA

TAL İçin Kavram Çalışması

Kültürel Kimlik-Oyun

Kültür Kültürel Kimlik ve Oyun

Tiyatro toplumsal bir kurum niteliğiyle ele alındığında, 'kültür' karşımıza insandan kaynaklanan tüm çaba ve eylemleri içersine alan bir etkinlik alanı niteliğiyle çıkmaktadır. Bunu bir tanıma oturtmak için şöyle de diyebiliriz: Kültür, belli bir dönemde belli koşullar altında yaşamış ya da yaşamakta olan insanların, o dönem ve o zamanki koşullarca belirlenmiş yaşam uygulamalarının tümünü içeren bir kavramdır.

Bu kapsamıyla kültür, salt olumluya yönelik bir değer yargısı olmayıp, belli bir yaşam uygulamasının olumlu-olumsuz tüm içeriklerini taşır; başka deyişle, tiyatronun kültürü gibi, cinayetin kültüründen de söz edilebilir. Buna karşılık sanatın geneli ve felsefe gibi, tiyatro da elbette ki olan ile sınırlı kalmayıp olması gerek' en'e yöneldiğinde, bu kez kültürü bir değer yargısı niteliğiyle kullanmış olur.

Bireysel kültürel kimlik, yukarıda sözü edilen belli bir yaşam uygulaması ile bireyin kendine özgü yapısal, karakter özelliklerinin oluşturduğu potadan çıkan kimliktir. Bu durumda bireysel kültürel kimlik

a. İnsanın doğumla birlikte taşıdığı kalıtsal-kişisel özelliklerden,

b. İçine doğduğu ortamın onda zaman içersinde iz bırakacak, onu biçimleyecek koşullarından oluşmaktadır.

Toplumsal kültürel kimlik ise, belli bir toplumun belli bir süreç boyunca içinde yaşadığı tarihsel-yöresel koşulların belirlemesiyle ortaya çıkan kimliğidir. Burada sanatın gerçekçilik temeli açısından da önemli olan nokta, toplumsal kültürel kimlikten bağımsız, ondan geniş ölçüde soyutlanmış bir bireysel kültürel kimlik betimlemesinin her zaman gerçekçilikten uzak olacağıdır. Öte yandan bu bağımlılık ilişkisi bizi hiçbir zaman bireysel özelliklerin önemini ve etkisini yadsıyıcı bir tavra da götürmemelidir.

Kültürel Kimlik ve Tiyatro-Oyun

Tiyatronun, insanı insana yine insan aracılığıyla doğrudan sergileyen, betimleyen tek sanat dalı olma özelliği ve bu özellikten kaynaklanan doğrudan etkisi göz önünde tutulduğunda, sahneye getirilecek karakterlerin, tiplerin doğru bireysel-toplumsal kültürel kimliklerle sergilenmelerinin önemi kendiliğinden anlaşılmaktadır.

Bu noktayı tiyatronun tarihsel gelişmesi boyunca da saptayabiliyoruz. Çünkü gerçek anlamda tiyatro, özellikle antikçağ tragedyasından bu yana hiçbir zaman salt varolan kimliklerle ve durumlarla kendini sınırlamamış, tam tersine, eleştirellik anlamındaki politik bir tavrı da taşıdığı ve taşıyabildiği ölçüde kendini tiyatro saymıştır. Başka deyişle tiyatro, var olan bireysel ve toplumsal kültürel kimliklerden yola çıkarak olması gereken bireysel ve toplumsal kültürel kimliklere atıfta bulunmayı her zaman görev edinmiştir. Öte yandan, varolanın irdelenmesinde de tiyatro, hep ancak kültürel kimliğe yönelik doğru çözümlemeleri gerçekleştirebildiği oranda izleyicisiyle buluşabilmiştir. İzleyici, her zaman tiyatro aracılığı ile gerçekten taşıdığı, ama her zaman bilincinde olmadığı kimlikleri sorgulamaya itildiğinde tiyatrodan etkilenip, bu kuruma, sanat dalına ilgi duymuş, buna karşılık sahnede gerçekte hiçbir zaman sahip olmadığı ve olamayacağı kimliklerle karşılaştığında, tiyatroya yabancılaşmıştır.

                                                                                          Ahmet Cemal    4.6.2001

 


TAL (Tiyatro Araştırma Laboratuarı
) 2011
www.tal.org.tr info@tal.org.tr